29 Şubat 2016 Pazartesi

KAHVE AĞACI (Coffea Arabica,Coffea Canephora) KAHVE ÇEKİRDEKLERİ VE TARİHÇESİ


Kahve Ağacı Ve Kahve Çekirdeğinin Elde edilişi

Coffea bitkisi, Rubiaceae ailesinin bir cinsidir. Bu ailenin çok sayıda alt cinsleri ve türleri olmasına rağmen bunlardan sadece ikisi ticari anlamda kahve üretiminde kullanılmaktadır: Coffea Arabica ve Coffea Canephora (Robusta). 

Kahve ağacı; bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24° C arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 Kuzey'i - 30 Güney'i arasındaki kuşakta yetişir. Soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. Nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. 
Kamelya çalısı görünümündeki ağaç; koyu, parlak ve sivri uçlu yapraklara sahiptir. Olgunlaşmaya bırakıldığında 18 metre uzunluğa kadar büyüyebilir. Ancak kahve plantasyonlarında hasatın toplanmasını kolaylaştırmak için 2-3 metre olacak şekilde budanır. 
Yasemine benzeyen son derece narin ve keskin kokulu beyaz çiçeği yeşil meyve verir. Fidanın meyve üretmeye başlaması için 3-5 yıl gerekir. Meyvesi yılda birkaç kez olgunlaşır. 
Kahve Ağacı
Coffea Arabica

Etiyopya'da keşfedilen ilk kahve bitkisinden türemiş olan Coffea arabica, daha çok yüksekliği 800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda yetişir. Her yağmurlu dönemin ardından çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 9 ay gerekir. Tipik bir arabica ağacı, bir yılda yaklaşık 5 kg meyve verir ve bu meyvelerden 1 kg kahve çekirdeği elde edilir.
 
Resmi ekleyen
Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta'ya göre daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahiptir.

Arabica kahvesi dünya kahve üretiminin %70'ini oluşturur. Ancak hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi daha zordur ve daha pahalıdır.
 
En çok bilinen çeşitleri; Brezilya, Orta-Doğu Afrika, Hindistan, Endonezya'da yetişen "Bourbon" ve Latin Amerika'da yetişen "Typica"dır. Bunları Tico, Blue Mountain, Mundo Novo, Caturra, San Ramon izler. 

Coffea Robusta
Coffea robusta, 0-600 metre arasında yetişir. Arabica'nın tersine düzensiz olarak çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 10-11 ay gerekir. 

Sarımsı kahverengindeki yuvarlak Robusta çekirdeklerinden üretilen kahve, Arabica'ya göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir. Odunsu lezzeti nedeniyle kaliteli kahve üreticilerinin tercih etmediği bir türdür. Ancak ucuz olmasından dolayı maalesef bazı üreticiler tarafından kahve harmanlarına katılmaktadır.

Robusta kahvesi dünya kahve üretiminin yaklaşık %30'unu oluşturur. Hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay ve ucuzdur.

En çok bilinen çeşitleri; Java-Ineac, Nana, Kouliou ve Congensis'tir.
 

Kahve Çiçeği


Bol yağışların ardından kahve ağacı, yılda iki ya da üç kez bembeyaz muhteşem çiçekler açar. Güçlü ve keskin kokuları kimi zaman yasemini kimi zaman portakal ağacının çiçeğini andırır. Yeni çiçek vermeye başlamış bir ağaç, dallarında bir yılda toplam 20-30 bin çiçek taşır. 
Resmi ekleyen
Kahve çiçekleri açtıktan birkaç saat sonra solmaya başlar ve yavaşça meyve olmak için hazırlanırlar. 

Kahve Meyvesi Ve Çekirdeği


Kahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar.

Kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle "kahve kirazı" olarak da adlandırılmaktadır. İçinde ince iki çekirdek bulunur. Çekirdeklerin birbirine bakan tarafı düz, dış tarafı yuvarlaktır. Her çekirdeğin içinde aynı biçimde bir tohum (kahve tanesi) vardır. Tanenin düz yüzeyinde, içi sert bir besidokusu ile dolu olan, derin bir çizgi yer alır, Besidokusunun dış tabakası ince bir zarla kaplıdır. Zarın dışında ise daha sert bir kabuk vardır. Eğer kahve çekirdeği daha sonra tohum olarak kullanılacaksa çekirdek kabuktan ayrılmaz. 
Resmi ekleyen
Bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. Bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. Genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır. 

Kahve meyvelerinin çok düzenli kontrol edilmeleri gerekir, çünkü olgunlaştıktan sonra 14 gün içinde çürümeye başlarlar.

Tarladaki Üretim
Resmi ekleyen
Kahve plantasyonlarının yer aldığı 75'ten fazla ülkede, elde edilen mahsuller kavurucu firmalara ulaştırılana kadar büyük bir emek sarf edilir. Bütün bir yıl süren bu çalışmalar, olgunlaşan kahve meyvelerinin ağaçtan toplanması ve meyvelerin çekirdeklerinden ayrılması gibi zahmetli ve kahvenin kalitesini de etkileyebilen süreçlerden oluşur. 

Toplama
Kahve plantasyonlarında, kahve yetiştirmenin ve mahsulü toplamanın dışında pek çok iş yapılır. Bunlardan biri de, kaliteli bir hasat elde edebilmek için en doğru biçimde kahve meyvelerinin toplanması işlemidir. 
Kahve meyveleri olgunlaştıklarında, hemen toplanmalıdır. Bu kolay bir iş değildir. Çünkü bir ağacın meyveleri herhangi bir zamanda olgunlaşma sürecinin farklı aşamalarında olabilmektedir. Hatta aynı dal üzerinde hem kızarmış olgun hem de yeşil henüz olgunlaşmamış kahve meyvelerine aynı anda rastlamak mümkündür. Bu nedenle, diğerlerine göre daha az ya da daha fazla olgunlaşan kahve meyvelerinin ayrılması gerekir. Aksi takdirde kahvenin kalitesi düşer.

Kahve meyvelerini toplamanın çeşitli yöntemleri vardır. Ancak bunlardan en çok ikisi kullanılır:
 Elle toplama
 Dalı sıyırma.
 

Elle Toplama
Arabica türü kahvenin yetiştirildiği birçok yörede, toplayıcılar olgunlaşan meyveleri dikkatlice seçerek teker teker elle toplar ve yanında taşıdığı sepete koyar. Toplayıcılar sepetlerindeki meyvelerin ağırlığı karşılığında ücret alırlar. Bu sepetler 100 kg'a kadar ulaşabilir.
 

Resmi ekleyen
Bir ağaç, üzerindeki meyvelerin tamamı olgunlaşana kadar birçok kez ziyaret edilir. Sadece olgunlaşan meyvelerin seçilerek, doğru zamanda toplanması sayesinde daha kaliteli bir sonuç elde edilir. Ancak; elle toplama yöntemi uzun sürdüğü ve fazla iş gücü gerektirdiği için oldukça pahalıdır. Bu nedenle daha çok, en özel ve en iyi kahve cinsleri için uygulanır. 

Dalı Sıyırma
Bu yöntem genellikle Brezilya'daki düz arazili ve düzenli ekilmiş kahve plantasyonlarında uygulanmaktadır.
Bir ağaçtaki meyvelerin çoğunluğu olgunlaşma sürecine ulaştığında, tüm ağaçtaki meyveler aynı anda toplanır. Bunun için toplayıcılar, dalın üst kısmından tutarak tüm daldaki meyveleri parmaklarıyla aşağıya doğru sıyırırlar. Bu sayede daldaki hem olgunlaşmış hem de olgunlaşmamış meyveler yere düşürülür.
 
Resmi ekleyen
Alternatif olarak; özellikle geniş plantasyonların yapıldığı çok büyük arazilerde, bir araç ile sıra sıra dikilmiş kahve ağaçlarının arasından yavaşça geçilir. Araç üzerindeki dönen kollar kahve meyvelerinin yere düşmesini sağlar. Bu işlemde, olgunlaşmamış meyvelerin ağaca daha iyi tutunduğu için yere düşmeyeceği ilkesine göre hareket edilir. 

Düşen meyveler; işçiler tarafından toplanır, özel bir eleğin üzerinde birkaç kez havaya atılıp tutularak rüzgârın da yardımıyla ince dallardan, yapraklardan ve tozdan ayrıştırılır.
Dalı sıyırma yönteminde her ne kadar özen gösterilse de, olgunlaşmamış meyveler olgunlaşmış olanlarla toplanır. Bu nedenle daha sonra özel bir ayırma makinesinden geçirilmeleri gerekir.


Çekirdeğin Meyveden Ayrılması
Kahve meyveleri toplandıktan sonra sıra çekirdeklere ulaşmaya gelir. Bu süreç, çekirdeklerin dış kabuk ve meyvesinden incinmeden ayrılmasını gerektirdiği için çok önemlidir. 
Resmi ekleyen
Bu ayırma işleminde iki yöntem uygulanır:
 Yaş yöntem
 Kuru yöntem.

Yaş Yöntem
Yaş yöntem, genellikle yüksek kalitedeki kahveler için kullanılır. Yeni toplanmış meyveler, herhangi bir fermantasyon başlamadan önce su dolu tanklarda yıkanır. 
Resmi ekleyenResmi ekleyen

Tanklardan kanallara aktarılırken, sürekli akan taze su yardımıyla çekirdeğin etrafındaki koruyucu tabakanın yumuşaması sağlanır. Bu kanallar kahve meyvelerini, kabuğun çekirdekten ayrılması için özel bir ayrıştırma makinesine taşır. Kanallardaki yolculuğuna devam eden meyve ve çekirdekler bir dizi elekten geçirilir. Büyüklüklerine ve ağırlıklarına göre sınıflandırılan kahve çekirdekleri mayalanma tankına gelir. Etraflarında kalan bütün kalıntılar, doğal enzimlerle çekirdekten ayrıştırılmak üzere 36 saatlik bir bekleme sürecine girer. Mayalanma süreci adı verilen bu süreç, kahve çekirdeklerindeki aromanın etkilenmemesi için dikkatlice izlenerek kontrol edilir. 

Kuru Yöntem
Kuru yöntem, yeni toplanmış meyvelerin basınçlı hava veya elekler kullanılarak veya yıkanarak yabancı maddelerden temizlenmesiyle başlar. Yıkama sırasında meyveler yaprak ve benzeri diğer yabancı maddelerden arındırılır. Ayrıca su üstüne çıkan olgunlaşmamış ve/veya defolu çekirdekler de kolaylıkla ayıklanır. Bu işlemin ardından meyveler açık havada serilerek, güneş ışığında 2-3 hafta kurumaya bırakılır ve sık sık çevrilerek her iki yüzeyin de kuruduğundan emin olunur. 
Resmi ekleyen
Geceleri ve yağmurlu havalarda ise üstleri örtülerek her türlü olumsuz koşuldan korunmaları sağlanır. Öte yandan, çok kurak alanlarda yıkama işlemi yapılmadan da güneşte kurutma işlemine geçilebilir. 

Etimolojisi

Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı "qahwah " dır. Araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki,şarap anlamında kullanmaktaydı. Bugünkü anlamını 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. Bu Türkçe'de "kahve"ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, Kaffee şekline gelmiştir.

Kahve ağacı


Kahve ağacı
Çiçekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran kırmızı meyvesinin içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür. Doğal haline bırakıldığında 8-10 metreye kadar uzayan ağaç, meyvelerin kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak 4-5 metre uzunluğunda bir çalı boyutunda tutulur. Kahvenin defne yaprağına benzer derimsi ve kenarları dalgalı kışın dökülmeyen koyu, parlak ve sivri uçlu yaprakları vardır. Bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24°C arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 Kuzey'i - 30 Güney'i arasındaki kuşakta yetişir. Soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. Nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. Doğada pek çok yetişen türü olmasına rağmen yalnızca coffea arabica ve coffea robusta adındaki türlerin tarımı yapılmaktadır.

Kahve çiçeği


Kahve çiçeği ve meyvesi
Bol yağışların ardından kahve ağacı, yılda iki ya da üç kez bembeyaz muhteşem çiçekler açar. Güçlü ve keskin kokuları kimi zaman yasemini kimi zaman portakal ağacının çiçeğini andırır. Yeni çiçek vermeye başlamış bir ağaç, dallarında bir yılda toplam 20-30 bin çiçek taşır.
Kahve çiçekleri açtıktan birkaç saat sonra solmaya başlar ve yavaşça meyve olmak için hazırlanırlar.

Kahve meyvesi ve çekirdeği


Kavrulmuş kahve çekirdeği
Kahve çiçeği beyaz renktedir ve yasemin gibi kokar. Kahve meyvesi; büyüklüğü, şekli ve rengindeki benzerlikler nedeniyle "kahve kirazı" olarak da adlandırılmaktadır. İçinde ince iki çekirdek bulunur. Çekirdeklerin birbirine bakan tarafı düz, dış tarafı yuvarlaktır. Her çekirdeğin içinde aynı biçimde bir tohum (kahve tanesi) vardır. Tanenin düz yüzeyinde, içi sert bir besidokusu ile dolu olan, derin bir çizgi yer alır, Besidokusunun dış tabakası ince bir zarla kaplıdır. Zarın dışında ise daha sert bir kabuk vardır. Eğer kahve çekirdeği daha sonra tohum olarak kullanılacaksa çekirdek kabuktan ayrılmaz.
Bazı kahve ağaçlarının meyvesinden iki yerine bir tane çekirdek çıkar. Bu çekirdek (peaberry), diğerlerine göre çok daha yuvarlak bir şekle sahiptir. Tek olarak çıkan çekirdekler, diğerlerinden ayrılarak üretim sürecinden geçirilir. Genellikle fiyatları da normal kahveye göre çok daha pahalıdır.
Kahve meyvelerinin çok düzenli kontrol edilmeleri gerekir, çünkü olgunlaştıktan sonra 14 gün içinde çürümeye başlarlar.

Tarımı


Dünya kahve tarımı haritası
Yengeç ve Oğlak dönencesi arasında tropikal iklimli bölgelerde ağırlıklı olarak tarımı yapılmaktadır. Toprak, aldığı su, güneşlenme zamanı, nem kahvenin tadını ve aromasını değiştirmektedir. Eğer kahve yanardağın eteğinde yetiştiriliyorsa kül kokuyor. Muz ağaçlarının gölgesinde yetişiyorsa daha aromatik bir tadı oluyor. Brezilya kahve üretiminde dünya birincisidir. Onu Vietnam veKolombiya ülkeleri takip eder.
Kahve üreticileri ilk on — Ton(2008) bin paket (2007)
ÜlkeTon (1)Paket (2)Dipnot
 Brezilya17.000.00036.070
 Vietnam15.580.00018.000*
 Kolombiya9.400.00012.400F
 Endonezya2.770.5546.446*
 Etiyopya1.705.4465.733*
 Meksika962.0004.500F
 Hindistan954.0004.367F
 Peru677.0004.250tah. 2008
 Guatemala568.0004.000F
 Honduras370.0003.833F
World Map Icon.svg Dünya7.742.675118.920T
Simge yok = resmi rakam, P = resmi rakam, F = FAO tahmini, * = Resmi olmayan/yarı resmi/yansıtılmış rakam, C = hesaplanmış rakam, T = toplam (resmi, yarı resmi veya tahmini)

Coffea Arabica (Arabika)

Etiyopya'da keşfedilen ilk kahve bitkisinden türemiş olan Coffea Arabica, daha çok yüksekliği 800-2000 metre arasında olan dağlık platolarda veya volkanik yamaçlarda yetişir. Her yağmurlu dönemin ardından çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 9 ay gerekir. Tipik bir arabica ağacı, bir yılda yaklaşık 5 kg meyve verir ve bu meyvelerden 1 kg kahve çekirdeği elde edilir.
Yeşilimsi sarı renkteki oval Arabica çekirdeklerinden üretilen kahve, Robusta'ya göre daha az kafein içerir. Ayrıca daha lezzetli ve tatlı bir aromaya sahiptir.
Arabica kahvesi dünya kahve üretiminin %70'ini oluşturur. Ancak hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olmadığından yetiştirilmesi daha zordur ve daha pahalıdır.
En çok bilinen çeşitleri; Brezilya, Orta-Doğu Afrika, Hindistan, Endonezya'da yetişen "Bourbon" ve Latin Amerika'da yetişen "Typica"dır. Bunları Tico, Blue Mountain, Mundo Novo, Caturra ve San Ramon izler.
Arabica türünün asit oranı Robusta'ya göre daha az ve aromalıdır. Bu yüzden damak tadı için en çok bu türü tercih edilir. Türkiye'de ise yalnızca Mersin ve Anamur'da deneme dikimleri iyi sonuç vermiştir. Hali hazırda 850 hektar alanda kahve tarımı yapılmaktadır.

Coffea Canephora (Robusta)

Coffea robusta, 0-600 metre arasında yetişir. Arabica'nın tersine düzensiz olarak çiçek açar ve meyvelerinin olgunlaşması için yaklaşık 10-11 ay gerekir.
Sarımsı kahverengindeki yuvarlak Robusta çekirdeklerinden üretilen kahve, Arabica'ya göre yaklaşık iki kat daha fazla kafein içerir.
Robusta kahvesi dünya kahve üretiminin yaklaşık %30'unu oluşturur. Hastalıklara ve iklim koşullarına çok dirençli olduğundan yetiştirilmesi çok daha kolay ve ucuzdur.
En çok bilinen çeşitleri; Java-Ineac, Nana, Kouliou ve Congensis'tir.

Vücuda etkileri

Kahve içerdiği kafein maddesinin uyarıcı niteliği yüzünden dikkat artırıcı ve stimülan özelliğe sahiptir. Ağrı kesicilerin etkisini %40 arttırmaktadır.

Tarihi


Türk Kahvesi

Filistin'de bir kahvehane, 1900.

Filistin'de eski usullerle kahve öğüten kadınlar, 1905.
Kahve’nin anavatanı olan Etiyopya’nın yüksek yaylaları, yabani kahve bitkisinin doğal olarak yetiştiği bölgelerde yerli halk bu bitkinin tanelerini un haline getirip bir çeşit ekmek yapıyordu. Meyveleri kaynatıldıktan sonra suyu içilmek suretiyle tıbbi amaçlı kullanılıyor ve "sihirli meyve" olarak adlandırılıyordu. Kahve, ünüyle birlikte hızla Arap Yarımadası'na yayıldı ve 300 yıl boyunca Habeşistan'da keşfedilen yöntem ile içilmeye devam edildi. 14. yüzyılda ise yepyeni bir keşif ile ateşte kavrulan kahve çekirdekleri, ezildikten sonra kaynatılarak içime sunuldu. Kahve’yi ilk olarak işleyip içmeye başlayan Yemen'deki sufi tarikatıdır. Buradan 1470’li yıllarda Aden’de,1510’da Kahire’de 1511’de Mekke’de görülmüştür.
Yavuz Sultan Selim döneminde (1517) Yemen Valisi Özdemir Paşa, Yemen'de içtiği ve çok sevdiği kahveyi İstanbul'a getirmiştir. Kahve, kısa zamanda itibarlı bir içecek olarak saray mutfağında yerini aldı ve büyük ilgi gördü. Saray görevleri arasına "kahvecibaşı" adında bir de rütbe eklendi. Padişahın ya da bağlı olduğu devlet büyüğünün kahvesini pişirmekle görevli olan kahvecibaşı, sadık ve sır tutmasını bilenler arasından seçilirdi. Osmanlı tarihinde kahvecibaşılıktan sadrazamlığa yükselenlere bile rastlandı.
Saraydan konaklara ardından evlere giren kahve, İstanbul halkının kısa sürede tutkunu olduğu bir lezzet haline geldi. Satın alınan çiğ kahve çekirdekleri tavalarda kavrulup, dibeklerde dövüldükten sonra cezvelerde pişiriliyordu.
1544 yılında İstanbul’da Tahtakale’de iki Suriyeli Arap ilk kahvehaneyi açmışlardır. O zamanlar kahvenin faydalı olup olmadığı tartışma konusudur. Kendinden önceki şeyhlülislamların aksine Bostanzade Mehmet Efendi kahvenin haram olmadığını, hatta faydalı olduğuna dair fetva vermiştir.[1]
İstanbul'a gelen Venedikli tacirler, çok sevdikleri bu içeceği Venedik'e taşıdı. Böylece Avrupalılar kahveyle ilk kez 1615'te tanışmış oldu. Önceleri limonata satıcıları tarafından sokaklarda satılan kahve, 1645'te açılan İtalya'nın ilk kahvehanesinde yerini aldı. Kısa zamanda sayıları hızla çoğalan bu kahvehaneler de; diğer pek çok ülkede olduğu gibi özellikle sanatçıların, öğrencilerin ve her kesimden halkın bir araya gelerek sohbet ettikleri en gözde yerler oldu. Kahve Paris’e 1643, Londra’ya1651’de ulaştı.
Avrupalılar dünyanın çeşitli yerlerinde kahve plantasyonları kurdular. Endonezya-Cava’da 1712 yılında kahve tarımı başladı. Hollanda Cava ve Doğu Hint Adaları’nda, Fransa Antiller'de kahve yetiştirdi.

Kahveye dair rivayetler

Kaldi adındaki çoban

8. yüzyıl ortalarında Habeşistan Kaffa'da yaşayan Khaldi adındaki bir çobanın bir çalıya ait kırmızı meyveleri yemesinin ardından hayvanlarının daha hareketli oldukları dikkatini çekmiş ve kendisi de bu meyveyi denemiştir. Verdiği hissi ve keyfi sevince diğerlerine de haber vermiş ve kahve bugünlere kadar gelmiş.

Şeyh Şazili

Habeşistanlı (Etiyopya) bir Arap olan Şeyh Şazili 14. yüzyıl sonlarında yaşamış olması muhtemel bir Sufi Şeyhi’dir. Kahveyi ilk içtiği rivayet edilen kişilerden biridir. Gece ibadetinde dinç ve uyanık kalabilmek için özellikle geceleri kahve içtiği, ve kahveyi ilk kullanan sufilerden biri olduğu belirtilmiştir.[2]

ez-Zebhani

16. yüzyılın Arap yazarı Ceziri’ye göre kahve’yi ilk içen kişi ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said’dir. Bir olay yüzünden Aden’i terkederek Etiyopya’ya giden Zebhani orada kahve içen insanlarla karşılaşmış; Aden’e döndüğünde hastalanmış ve aklına kahve içmek gelmiş. Kahve onu iyileştirmiş. Kahve’nin yorgunluk ve uyuşukluk giderme, canlılık ve dinçlik kazandırma özelliklerini keşfetmiş.

Süleyman peygamber

16. yüzyıl rivayetlere göre de kahveyi içen ilk kişi Süleyman'dır. Süleyman yolculukları sırasında uğradığı bir şehirde şehrin sakinlerinin bilinmeyen bir hastalığa yakalandığını görür ve Cebrail’in buyruğu üzerine Yemen’den gelen kahve çekirdeklerini kavurarak bundan hazırladığı içeceği hastalara verir. Bunu içen hastalar iyileşir. [kaynak belirtilmeli]

Ticareti

Dünya’da petrol’den sonra en büyük ticaret alanını oluşturan üründür. Bu nedenle kahvenin dünya ticaretinde büyük önemi vardır. [kaynak belirtilmeli]

Türkiye’deki ticareti

İlk kez 1727 yılında Brezilya’dan kahve ithal edilmeye başlanmıştır. Türkiye’deki en eski kahveci 1871 yılında kurulmuş Kurukahveci Mehmet Efendi'dir. Anadolu’da kahve ekimi ile ilgili çalışmalar yapılmış fakat başarılı olunamamıştır. 2.Dünya Savaşı sırasında Tekel kapsamına alınmıştır. 1980’li yıllarda Nestlé firması Nescafé’yi piyasaya sürmüştür. 2004'ten beri Türkiye'de sadece Mersin Antalya ve Anamur'da 16 hektarlık bir alanda kahve tarımı yapılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]

Yöreleriyle ünlü kahve çeşitleri

Kahve tarımı aynı cins kahvelerden de yapılsa yetiştikleri bölgenin toprak, iklim yapısı ve o bölgedeki geleneklerden gelen işleme yöntemlerine göre değişiklik gösterebilirler. Sıklıkla bilenen yöresel kahveler aşağıdaki gibidir:
  • Ethiopian Yirgacheff – Şarabımsı buruk tadı olan Etiyopya kahvesi.
  • Ethiopia Sidamo – Yoğun egzotik meyveler ve turunç tatları içeren Etiyopya kahvesi.
  • Santos – Brezilya’da bir liman adıdır,kahve yetişmez.
  • Rio Minas – Genellikle Türkiye'de ve balkanlarda türk kahvesi için sıkça kullanılan ekonomik bir Brezilya kahvesi.
  • Sumatran – Düşük asit dengesine sahip Endonezya kahvesi. İsli kokusu ve ve topraksı karamelimsi tadlarıyla meşhurdur.
  • Supremo – Kolombiya'da en kaliteli kahve kategorisine verilen addır.
  • Excelso – Kolombiya'da Supremo'ya göre daha küçük boyutlara sahip kahve çekirdeğidir. Filtre kahve harmanlarında sıkça kullanılır. Şekerli tatlara sahiptir.
  • Antigua – Guatemala'nın Antigua ovasında yetişen çikolatamsı ve baharatlı lezzetleriyle ön plana çıkan kaliteli kahvedir.
  • Tarrazu – Kosta Rika dünyanın en prestijli ve dengeli kahvelerini üretmektedir. Fındıksı, çikolatamsı tatlar içeren ve finca adı verilen çiftliklerde yetiştirilip işlenen bu kahve Tarrazu ismiyle bilinmektedir.
  • AA – Özellikle Kenya'da kahve hasatları bir arada toplanıp boyutlarına göre ayıklanır. En büyük boyutlara sahip çekirdeğe AA ünvanı verilir.

Kahve hazırlama ve sunum çeşitleri

  • Türk kahvesi – Telvesi ile servis yapılan tek kahve sunum çeşidi ( türk kahvesi hazirlanışından dolayı adını almıştır. Türkiyede üretilmediginden dolayı hala ithal edilmektedir. yeni yeni mersin - anamur bölgesinde kahve üretimine başlanmıştır.[kaynak belirtilmeli]
  • Mırra - Şanlıurfa'ya özgü, birkaç kez demlenerek hazırlanan acı kahve.
  • Espresso - Makine ile hazırlanan, koyu kavrulmuş, İtalya'ya özgü bir kahve türüdür.
  • Cappuccino – Espresso ve su buharı ile köpük haline getirilmiş süt eklenen kahve (köpük 2 santim kadar).
  • Caffe Lungo – Espresso’nun büyüğü denilebilir. Espressonun makinada daha uzun süreyle filtrelenmesidir.
  • Caffe Americano – Espresso’nun sıcak su eklenerek yumuşatılmış şekli
  • Caffe Latte – 40 ml Espresso'nun üzernine 80 derecelik sıcak sütün ilave edilmesi ve sütün üzerinde 2 cm kremamsı süt köpüğünün ilave edilmesi ile oluşur.%25 kahve %75 sütten oluşur.
  • Latte Macchiato – Sıcak süt ve süt köpüğünün üzerine espresso eklenerek yapılır. Temelde diğer tüm sütlü kahvelerden en buyuk farkı sütün kahveye değil, kahvenin sütün üzerine eklenerek yapılmasıdır.
  • Caffe Macchiato – Espresso’ya süt köpüğü eklenerek hazırlanan kahve.
  • Mocha – Latte’ye çikolata tozu veya şeker eklenmesiyle yapılan kahve.
  • Viennese – Espresso’ya çikolata ve krema katılarak hazırlanan Viyana usulü kahve.
  • Filtre Kahve - Orta kalınlıkla çekilmiş kahvenin bir genellikle bir kağıt filtre yardımıyla filtre edilerek demlenmiş kahve çeşididir.
  • French Press - Kalın çekilmiş kahvenin aynı ad verilen bir demleme kapında suyla karıştırılıp ucunda metal bir süzgeç olan pistonla filtre edilerek hazırlanan kahve çeşididir.
  • Cafe au lait – Fransızların sütlü filtre kahvesi. Sütü kahvesinden daha fazladır. 1/3 kahve 2/3 sıcak süt.

Kahve hakkında kitaplar

  • Sohbetin Bahanesi Kahve - Deniz Gürsoy, Oğlak Yay. İstanbul 2005. (ISBN 975-329-519-7)
  • Kahvename - Namık Açıkgöz, Akçağ Basım, Ankara 1999.
  • Eski İstanbul'da Kahvehaneler- Burçak Evren, Milliyet Yay. İst. 1994

Kaynak: Kurukahveci Mehmetefendi,Wikipedia

13 Ağustos 2015 Perşembe

ORMANLAR İLE İLGİLİ TANIMLAR VE TÜRKİYE ORMAN VARLIĞI
-Orman, oldukça geniş bir alanda kendine özgü bir iklim oluşturabilen, belirli yükseklik, yapı ve sıklıktaki ağaçlar, ağaçcık, çalı ve otsu bitkiler, yosun, eğrelti ve mantarlar, toprağın altında ve üstünde yaşayan mikroorganizmalar ve çeşitli böcek ve hayvanlarla orman toprağının birlikte oluşturduğu hayat birliğidir (Aytuğ, 1976).
-Ormanlık alan, üzerinde orman ağacı bulunan alanın hektar ölçü birimine göre büyüklüğüdür (ORMANSU, 2010)
-Orman formu, aktüel durumdaki orman yapısı veya niteliğini ifade eder. Aynıyaşlı ve değişikyaşlı olarak 2’ye ayrılır.
-Normal kapalı orman, ağaçların tepe çatılarının %11-100 oranlarında alanı örttüğü ormanlardır.
-Boşluklu kapalı orman, ağaçların tepe çatılarının %10’dan az oranda alanı örttüğü ormanlardır.
-Koru ormanı, tohum orijinli yetişmiş veya yetiştirilecek ormandır (Çoğunlukla uzun idare süreli, yüksek boylu ağaçların olması hedeflenen kuruluş yapısıdır).
-Baltalık ormanı, sürgün kökenli tıraşlama ormanıdır (Çoğunlukla kısa idare süreli ve ince sürgün kökenli ağaçların olması hedeflenen kuruluş yapısıdır).
-Ağaç serveti, ormanın ölçüldüğü anda yaşayan ve üretim yapan, belirli bir göğüs çapının üstündeki gövdelerin hacimleri toplamıdır. (Eraslan, 1982). Göğüs çapı 8 cm ve üzeri gövdelerin, m3 cinsinden dikili kabuklu silindirik gövde hacimleri toplamıdır.
-Yıllık cari artım, orman servetinin yıl sonundaki cari artım miktarıdır.
-Dikili kabuklu gövde hacmi, ağacın dip kütükten tepeye kadar olan kabuklu gövde hacmidir.
-Eta, faydalanmayı düzenleyen Amenajman metotlarına dayanılarak kararlaştırılan ve ilk amenajman planı süresinde, ormandan alınması uygun ve mümkün olan periyodik veya yıllık hasılattır. (Eraslan, 1982).
-Amenajman, bir orman işletmesini veya onun ayrıldığı alt işletme ünitelerini tespit edilen amaçlara göre planlayan, planın uygulanmasını izleyen ve süresi bitince planı yeniliyen bir ormancılık bilim dalıdır.
Geçmişten Bugüne Ulusal Orman Alanımızın Durumu
Arazi Kullanımı                     Alan (ha)                   (%) 
Orman                                   21.678.134                  27,6 
Mera                                     14.617.000                   18,6 
Su Alanları                               1.050.854                     1,4 
Tarım                                   24.437.000                      31,1 
Diğer (*)                              16.751.482                       21,3 
Genel Alan                             78.534.470                        100

Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar yüzölçümüyle, dağlık ve ekocoğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanları da tür ve kompozisyon olarak zengindir. 2012 yılı itibarıyla yapılan tespitlere göre ormanlar, ülke yüzölçümünün %27,6’sını kaplamaktadır. Bu rakama orman içi açıklıklar dâhil değildir.


BUGÜNKÜ DURUM
2005-2012 yılları arasında yenilenen Orman Amenajman Planlarının ENVANİS veri tabanında
güncellenmesi sonucu elde edilen verilere göre; ülke ormanları 21,7 milyon hektar olarak tespit
edilmiştir. Bu ormanlık alan miktarı ülke genel alan toplamının %27,6’sı kadardır.


ORMANLIK ALAN DAĞILIMI (2012 Yılı Envanter Sonucu)

İşletme şekli:   1)Koru: a)Normal kapalı 10.281.728 ha %47,4
                                     b)boşluklu kapalı 6.978.864 ha %32,2
                                        Toplam:            17.260.592 ha %79,6
                                    
                                     2)Korulu baltalık: a)Normal kapalı  1.276.940 ha %5,9
                                                                   b)boşluklu kapalı 3.140.602 ha %14,5
                                                                      Toplam:          4.417.542 ha %20,4
Genel Toplam:  
      Normal kapalı alan toplam :          11.558.668 ha %53,3
        Boşluklu kapalı alan toplam:         10.119.466 ha %46,7
                              Toplam:             21.678.134 ha  %100